Cuma

Kalbimi Duyabiliyor musun? (2011)

Nae Maeumi Deulrini? Can You Hear My Heart?




Yön: Kim Sang Ho

Sen: Hee Jeong Moon
Ülke: Güney Kore
Tür: Romantik, Dram
Oyuncular:

Jeong Eum Hwang

  
Kimn Jae Won

  
Gung Min Nam

  
Kyu Han Lee

 
Jun Hee Ko

  
Bo Seok Jeong

 
Sae Ron Kim

  
Kang Chan Hee

  



    Al işte insanda önyargı bırakmayacak bir dizi daha. Önyargı mı? Bunlar konuşulacak şeyler mi? Ancak izlenebilecek şeyler. Engellilere karşı sabırsız olanlar bence bir an önce izlesinler. Senaryosuyla doruklarda olan bir dizi. Senaryo açısından tek vazgeçilmezim hala S.G. olmasına rağmen bu dizide hiç yabana atılır değil, hem de yabanın yanından bile geçemez. :)) Müthiş bir yapım olmuş, enfes bir dizi.
   Bu dizilerin başlarken insanı cennete sürükleyen şarkılarını inanılmaz derecede seviyorum. Nasıl, sevimli, gayet içten ve gerçekten ekrandan taşabiliyorlar? Üzerimde bıraktıkları büyülerini hala anlayabilmiş değilim.
   İlk 5 bölümden bahsetmek istiyorum sürekli.
   Çocuk oyuncular, acaba bunlar gerçekten çocuklar mı dedirttiriyor bana. İnanılmaz oyunculukları, ifadeleri, mimikleri hepsini geçtim tamam o ifadeler Koreli  büyüklerden de çıkabiliyor ama bu çocuk oyuncular hangi ülkeden olursa olsun gerçekten müthişler.  Sevimli gözüküp hem de ağlatıyorlar. Tamam, hadi sadece çocuklar mı ağlatıyor tabi ki hayır ama bunlar gerçekten başkalar insanın içini gerçekten derinden titretiyorlar. Güldürürken de en derinden gülüyorsunuz. Anlatabildim mi acaba? Anladığım kadarıyla sebebi olsa olsa onlar hala oyun yaşında oldukları içindir. Tavırlarında kesinlikle yapmacılıktan eser yok. Tedanadalar.
    Hele o başroldeki gençlerin çocukluklarında tanıştıkları sahne hah hayyyyy ağzım açık kaldı. Bong Ma ru nun çocukluk duyguları. Ya Bong Ma Ru’nun yarım akıllı babasının duygularına ne demeli.
   İntikam duygusuyla yapılanların sonuçları, Dong Ju’nun babasının o kadar güzel ve kendisiyle ilgilenen bir kadına sırf para hırsı için karşı koyması. Ne gaddar bir adamdı evlerden ırak. :)
   Burun deliklerimi sızlatıyor dizi resmen yaa. Ortak duygular bu kadar anlamlı ve duygusal işlendiği sürece de sızlatacak. Duyguların benzer olmasına da gerek yok hiç düşmediğiniz bir duruma düşen birini izlediğinizde de neler hissedebileceğini anlayınca zaten şalterler kopuyor. Empati kurabilmek artık ne dersen. Diziyi enteresan ve kişiye yakın yapan sıradan bir insanın hayatında var olan, toplumda bazı insanların, engellerinden dolayı hakir gördüğü kişilerin işlenmiş olması. Bu durum beni çok düşündürtüyor. Bizim eksik yanlarımızdan biride işte bu bence. Toplumun engel olarak gördüğü kişilerin ciddiyetle ele alınmamış olması. Bizde ise gördüğüm örneklerden yola çıkarak söylüyorum dizilerimizde bile alay konusu olarak işlenmesi Yeşilcam’dan sonra bu sektörün manevi ve sosyal anlamda gelişme kaydedemediğini gösteriyor bence. Bizdeki durum ne olursa olsun başkaları bu ince durumun farkına vararak kendisi için nimet haline getirmiş ve biz izleyenleri ellerindeki bu kozla nereden vuracaklarını çok iyi kestirebilmişler. Biri durdursun bu Korelileri artık içlenmekten bi tuhaf oldum, feriştahı gelse yok arkadaş.

   Bu diziler insanı duygudan duyguya sokan, sersemleten fakat buna rağmen durmadan istememize sebep olan eşsiz bir büyüye sahipler.

    “Bazen insanın içinden sebepsiz yere ağlamak isteği gelir. Bu çok zengin ve derin, taşmayı bekleyen ama taşmamayı tercih eden dolu dolu bir histir. Salt “Keder” zannedilir, değildir.
   Kederden de keyif almayı bilen olgun insanların duygusudur.”  Çok seviyorum. :D

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder