Pazartesi

Şehir Avcısı (2011)

Siti Hyunteo - City Hunter

Yön: Jin Hyuk
Sen: Soo Jin Choi - Eun Kyung Hwang
Orjinal Sen: Tsuka Hojo
Ülke: Güney Kore
Tür: Aksiyon, Romantik, Gerilim





1987-1988 tarihleri arasında yayınlanmış olan Japon animesinden uyarlanmıştır. Anime 4 sezon çekmiş dizimiz ise 1 sezonda 20 bölümle işi kapatmışlar. Diziyi izlerken de bir animeden uyarma olduğunu bilmeseniz bile anlarsınız o kadar ki her şey hazırlanmış çekilmiş etkisi veriyordu yani yapılacak işler kişinin önüne geliyor, iyiler iyi kötülerse kötüydü. Gözüme hoş gözüken kısımları ise Min Ho Lee'nin tavan yapmış olan oyunculuğu, bu konuda gerçekten kendini fazlasıyla geliştirdiğini ve aştığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bu kadarını tahmin edemezdim Zevk Meselesi adlı dizisinde onu bu kadar başarılı bulamamıştım. Erkekler Çiçeklerden Önce dizinde ki popülaritesini koruyamayacağını falan düşünmüştüm. Gerçi kötü oyunculuklar sergilese bile benim gözümde ilk izlediklerimden olması ve çirkin bulmama rağmen oyunculuk yeteneği, hal ve davranışlarından dolayı yeri çok başkadır. Her ne olursa olsun bu diziyle kendini tamamen kanıtlamış bir oyuncu, sadece dizinin senaryosunda ve bazı çekim hatalarından dolayı Min ho nun böyle bir duruma maruz kalmasına üzüldüm. Senaryodaki eksiklikler bence ilk etaptaki haliyle bırakılmış olması yani her durum için bir kılıf yaratılmış olaylar tam olarak diziye sindirilmemişti. Çekim hatası mevzusuna gelince eminim herkesin gözüne çarpmıştır. Bariz hatalar vardı ama yine de hani bu adam evliya olacak kadar profesyonel yetiştirilmiş o yüzden girilemeyecek yerlerden giriyor, çıkılamayacak yerlerden çıkıyor, birini kurtarırken yanında olan bir adam saniye geçmeden 2 metre uzağında gözükebiliyordu ve bu durumu işte profesyonelliğine bağlamaktan başka seçeneğimiz yoktu. Bunlar ufak tefek şeyler ama görüntü yönetmenini tebrik etmek isterim bence çekim kalitesi bu açıdan iyiydi.

Savcı hariç diğer herkesin oyunculuğu benden geçer not aldı. Savcıya şöyle takıldım adam inanılmaz yakışıklı ve sevimli fakat herhangi bir haber geldiğinde kooocaman ve abartılı adımlarıyla gidiyordu. Sinirlenince gerçekçi bir tavır sergileyemediğini düşündüm. Bu durumun aksine Min ho ise sinirlenince gerçekten gözlerinden o şiddeti okuyabiliyorsunuz ve adam titriyo yaa o an sizin içiniz de onunla titriyor işte. Ne diyeyim savcı ne kadar yakışıklı olursa olsun benden oyunculuk anlamında sınıfta kaldı. Onu kaybetmemiz de kötü oldu giderayak aşka gelip daha fazla ağlamamı da sağladı kötü adam (nappın num). Savcımızın da fedakarlıkları oldu tabi garibim ya çok da uğraştı bir kanıt ya, bir kanıt bulmak için. Takıldığım diğer nokta ise Minho'nun yakışıklılığından sık sık bahsedilmiş olması bu birazcık rahatsız etti Min ho bu iltifatları hak etmiyor mu? Tabiki sonuna kadar hak ediyor fakat dizi formatı için biraz abartılı buldum. Aslında asıl fikrim Min ho nun yakışıklı değil karizmatik olduğu yönünde ve işini çok iyi yapıyor olması da buna bir etken aslında. Yakışıklı sıfatını yakıştıramamamın sebebi keskin ve orantılı bir yapıya sahip olmaması tüm bunlara rağmen müthiş sevimli bir gülüşe ve gözlere sahip. Oyunculuk anlamında beni etkileyen diğer kişi ise Min Ho'yu yetiştiren babası Kim Sang Joong, malum kahramanımızın o kadar babası var ki maşallah. Adam gerçekten profesyonel sadece bastonunu attığı bir sahne vardı oraya takılmıştım ama önemi yok artık onunda başlı başına bir tarzı vardı. Dizinin sonunda oğluyla konuştukları ve "city hunter benim" demesi gerçekten etkileyici bir sahneydi. Adamın kullandığı bileklikleri de gerçekten yakıştırdım o yaşta ki bir insana yakışabileceğini hiç düşünmezdim. Aynı şekilde mimikleri de çok iyiydi. İşte Hayat Bu adlı filmde izlediğim Min Ho'nun ajushisi Kim Sang Ho'ya gelince o filmde sevememiştim bir türlü ama bu dizide çok sempatikti ve filmi gerilimli havasından kurtaran karakter için çok uygun düşmüştü bence.




Dizi bir grup askerlerle başlıyor ve 21 askerin ülkeleri tarafından ihanete uğrayarak öldürülmesini konu alıyor. 21 askerden sağ kalan bir tanesi intikam almak için arkadaşının yeni doğmuş oğlunu kaçırıp bu uğurda büyütüyor. Büyüttüğü bu filinta gibi delikanlının başına gelen aşk, intikam duygusu, gerçeklerle yüz yüze gelmesi gibi olaylarla dizi ilerliyor. İlk bölümlerde mağaradan yeni çıkmış diyebileceğimiz tarzanca iltifatlar eden ve sevgisini bir türlü açıkça gösteremeyen, gösterse bile yanlış anlaşıldığı durumlar yaşayan ana karakter vardır. Birine aşık olmanın tehlikeli olduğunu gerçek anlamda kavradıktan sonra kendine aşık ettiği kızı kendinden uzaklaştırmak ister ama ne çare kız da tutulmuştur artık.

6. bölümün 9. dk sına bayıldım, bi an kalp krizi geçirecektim neden kameraya bakıp konuşmak zorundalar ki valla çok kötü oluyo. Nasıl sevimli, nasıl sevimli bir surat. bunlar tam şebelek yaa. Bu tatta başka sahneler de var tabi mesela Min Ho Lee'nin Park Min Young'a banyodan çıktıktan sonra gördüğünün etkisiyle bakması ve önüne dönmesi. Kızı kucağında taşıması. Islandıkların da "ne çirkin vücudun var" demesi falan bunlar işin izlemesi en rahat olan kısımlarıydı. Güzel Park Min Young başlarda savcı Lee Joon Hyuk'a ilgi gösterir doğal olarak. Çünkü savcımız kötünün peşindedir ve başarılı işlere imza atmaktadır diğer yandan Min Ho Lee onunla dalga geçer gibidir (dikkat edin gibidir kız öyle zanneder) sonra her şeyi anladığında çocuğun üzerine atlaması gerekirdi ama tabi avucumuzu yalıyoruz öyle bir sahne bu şahıslar Avrupa kültürüyle yetişmedikleri için yok. Bir süre sonra kızın ümitsiz aşkı gelişir ve beklemeye niyetlenir. Her şey durulana kadar gerekirse sonsuza kadar beklemek niyetindedir.

Dizimizin sonuna gelince, beğendiğini söyleyen bir kişiye rastlamadım. Ama ben beğendim son bölümde Min Ho Lee'yle Park Min Young'un birbirlerine bakarak gülümsemelerini görmek bana yetti. "Arabayla şehre doğru giden Min Ho" başka nasıl gösterilebilirdi ki. Bu bir romantik komedi değil ki sonu evli, barklı, çocuklu bitsin bence gayet olması gerektiği gibi bitmiş belirgin bir kesinlik yok, kim nasıl düşünmek istiyorsa öyle yorumlayabilir. Bence o kadar kabiliyetli bir insan sadece çocuk ve eşiyle meşgul olurken gösterilerek bitirilseydi karakterin güçlü yapısı gölgede kalabilirdi... Böyle insanlara sıradan işler yakışmaz bence, her ne kadar kendisi sıradan bir hayat istese de. Sanırım Kim Sang Joong'dan çok etkilendim :). Böyle bir insan bu günlerde Türkiye'ye acil tarafından lazım. Ah bir de gerçek olsaydı böyle muhteşem insanlar var mıdır acaba? Teşkilat da veya askerde, bordo bereliler gibi bir mevkide olmaktan söz etmiyorum, bu karakter gibi, Light Yagami gibi herhangi bir kurumdan veya şahıslardan bağımsız hareket edip gereken adaleti sağlayanlardan bahsediyorum. Kanunlar eğer ülkede siyasilerin ellerinin kiri olmaktan başka bir işe yaramıyorsa. Türkiye'de böyle bir şahıs bulmanın hayalini geçtim, bu dizinin yayınlanmasına veya buna benzer bir dizinin çekilmesine izin verilir mi?

Ost'unda bence güzel parçalar var Sarang ve So goodbye bunlardan ikisi. Diğerleri de fena sayılmaz bir diziyi bitirdikten sonra şarkılarını mp3le dinlemeyi çok seviyorum hele ki bir yolculuk yapıyorsam. Bir anda baktığın her yer değişiyor. Düşüncelerinize birçok etken yön vermeye başlıyor iyi veya kötü. Sizce de müthiş bir durum değil mi?

Dipnot : Min Ho Lee'yle Park Min Young bu diziden sonra sevgili olmuşlar. Ne diyelim Allah mesut etsin olmamaları beklenemezdi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder