Bugün doğum günüm. Herkesi içtenlikle selamlıyorum.
İnanılmaz güzel bir hava, üstüne hafif bir esinti. Sabah balkonda kahvaltı. Sonra düşünceler...
Artık 25'im. Kendime verdiğim bir sözü hatırladım. "25 olduğumda bilinen çok iyi bir illüstrasyoner olmalıyım." Sonra durumumu değerlendirdim, neden olamadım? Kendimi bu anlamda geliştirdiğimi söyleyebilirim ama zaman bulamadığımdan ve maddi imkansızlıklardan dolayı pek bir şey üretemiyorum. Bundan sonrası için hayaller yok! Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak var yalnızca. Bundan böyle Ender yok! Hiç bulaşmadan sevmek var yalnızca. Bundan böyle aşk yok! Temkinli bir sevgi var yalnızca. Bundan böyle sabaha kadar deliler gibi kendini durduramayarak ağlamak yok! Sakin olmak var yalnızca.
Ender ne var biliyor musun? Sana kapıları ardına kadar açılmış bir dünyanın kapanan yolları var yalnızca.
Senin için durmadan ağladığım son gecem. İşte bunu bile özleyeceğimi biliyorum. Ama artık daha fazla dayanamıyorum. Herşey bitsin istiyorum.
Kendimi kuyunun içinde sürekli tırmanmaya çalışan bir "salağa" benzetiyorum. Artık birinin ip sarkıtmasını beklemiyorum. Beni orda yalnız bırakın sadece.
Ender söylediğin kelimeye takılmadım, hatta alınmadım bile ama sen neden sorduğumu her zamanki gibi anlamadın. Empati kurmaya çalışmak senin doğanda yok. Sana karşı açıkça konuşabilmekte benim imkanım dahilinde yok.
Sadece duygulardan oluşmuyorum elbette. Bu aralar hissettiklerim çok fazla acı veriyor. Katlanılmaz derecede! Hiçbir hastalığım, hiçbir adet sancım veya ağda sancım, hiçbir sınav stresi, hiçbir ölüm, hiçbir rezillik, hiç bir çaresizlik bu kadar ne acıttı ne mahvetti... Bu sebepten dayanamayarak buraları kirletiyorum. Normal olduğumu düşündüğüm saatlerde ise her Türk vatandaşı gibi işlerimi halledip, siyasi gelişmelere bakıyorum. Bu mevzuda söylemek istediğim tek şey var.
Ülkemi seviyorum ve zafer her zaman muzaffer Türk halkınındır!
Bu evreni paylaştığım herkese ve herşeye sonsuz sevgi ve saygılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder