Çarşamba

Anladığım kadarıyla Ender bir merkez. O kalıpta hareket ediyor ve başkalarının onu farketmesini bekliyor. Kimisi fark ediyor fakat beğenmeden sadece geçiyor. Kimisi belki merkezi kullanıyor, kimisi de belki Ender'in izniyle, belki de ona bile sormadan yerleşiyor. Ender'de onları kucaklıyor ve belki de çok seviyor.
Bense sürekli dolananlardanım. Durmadan birilerine çarpıyorum. Bişeyler arıyorum biraz olsun aradığımı ise buluyorum ama tatmin etmiyor. Sonra aramaya devam ediyorum aslında biliyorum ki tek istediğim merkeze girmek ama sadece bana özel örülü görünmez şeritlerden kurtulamıyorum. Bir kez girebilseydim çıkmak aklımın ucundan bile geçmezdi. Ben saldırmak isterken o ise istifini bozmuyor. Dolayısıyla saldıracak bir düşman bulamıyorum. Tüm bu çaba insanı gerçekten yoruyor. Sonra yine aynı şeyleri düşünüyorum; diğerleri gibi olsaydım çoktan merkezin tamda göbeğinde güneşleniyor olurdum. Onu umursamazdım, sadece tadını çıkararak severdim.
"Seni seviyorum" dediğinde saldırmalıydım, ama üzülmesinden korktum. Şimdi ise durum tam tersi. Gerçekten hiç sevmedi mi acaba? aslında bunun artık bi önemi yok, bu ihtimalin verdiği mutluluk aklımı başımdan yeterince aldı çünkü. Bu kadar büyü fazla bana...
Hiçbir şey görüldüğü gibi değil, aslında ne görüyoruz ki. Sadece sonsuzca hayal edelim. Bu en güzeli, belki bir gün böylelikle gerçekleştirecek gücü de bulabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder