Çok kötüyüm, çok çok kötüyüm. Gece durmaksızın ağlıyorum kendimi durduramıyorum. Tanrı'yla antlaşmalar yapmaktan kendimi alamıyorum. Herkes o kadar eğlenirken bile bana üzgün gözlerle bakıyor. Hayatım artık bir dram dizisinden farksızlaşıyor. Farksızlaşıyor değil farksız işte. Her neyse yinede halletmem gereken işler var sabah erken kalkıyorum, gözlerim gerçekten şişmiş. İşlerimi öğleden önce halledip yurda dönmek üzere yürürken kulaklıklarımı takıyorum, yüzümde şarkıya odaklanmaya çalışan bir ifade muhtemelen. Fakültenin kaldırımından inip, araçları geçiyorum, tam karşıya geçeceğim esnada 2 adım ötemdeki biri bana 'kitap okuyor musun?' diye soruyor. Dönüp bakıyorum 40-45 yaşlarında kırmızı montlu, hafif beyaz saçlı, çok bakımlı olmayan bir bayan. Elindeki bir kitapçığı bana doğru uzatıyor ve bende;
-Evet okuyorum.
-Bak bu seni rahatlatır, biz herhangi bir amaç gütmüyoruz. Çok saygıdeğer bir yazarımızın küçük notları.
İçimden iyide siz kimsiniz? Belli ki satmak için anlatıyor. Neyse yurda gidip uyucam 1-2 lira bir şeydir herhalde alayım bari düşüncesiyle;
-Teyzecim ne kadar?
-Sen sadece al mutlu olabilmek için. Maddi bi çıkarımız yok.
Uzattı sonrada arkasını dönüp gitti. Şaka gibi. Üzerinde Mutluluk Anahtarı yazıyor. Çok da merak ediyorum, ilginç geliyor haliyle. Otobüsü beklerken okumaya başlıyorum. Okuduklarım aynen şöyle geliyor. Bla bla bla bla. Boş laf. Otobüs geliyor atlıyorum ama ilerleyen sayfalardan aşktan bahsedecek ve ne yapmam gerektiğini bana güzel bir dille anlatacak diye okumaya devam ediyorum. Bir yandan da okuduğum işe yaramaz sayfaları yırtıp yırtıp atmamak için kendimi zor tutuyorum. Okudukça biraz sinirim yatıştı. Söylenilenleri haklı bulduğumdan değil sadece uzadığından. Ama yinede bilmediğim bir şey çıkar umuduyla son cümlesine kadar okudum. Tek söylediği 'kimseden karşılık beklemeden sadece yaparak mutlu yaşamak'. Karşılık beklemek yerine umduğumuz şeyleri önce biz başkalarına yapmalıymışız. Her zaman söylendiği gibi işte. Hep ilk adımı atmak, bu çok kötü. Hele ki duygusal anlamda yasaklı bir durumun varsa. Kitapçığı bitirince içimden geçen sadece şu oldu. Sen çok aciz bir yazarsın. Çünkü karşılıklı sevip sevilmek nedir bilmiyorsun benim gibi.
Yasom seni çok seviyorum uzun uzun konuştuk. Şuan en sevdiğim arkadaşımla durumlarımız hemen hemen aynı gibi, çok iyi dertleştik ve bana o kelimeleri kırık kitaptan çok daha iyi geldi. Uzun zamandır gülmüyordum bu kız beni nasıl mutlu edeceğini çok iyi biliyor. Yerim yaa. Muhabbet uzun uzun ve tekrar tekrar devam etti. Çok şey paylaştık. Sonuç, artık kendimdeyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder