Salı

internet sorunu, yazılım sorunu ve usb sorununu kısmen de olsa hallettik.  evde olmanın en güzel yanları sınırsz temizlik ürünü, sınırsız yemek ve içecek, sınırsız internet ve sınırsız hızlı canavar gibi bi bilgisayar eve dair özlediklerim de yalnızca bunlar ha bide geceleri keyfimce oturmak.
bizimkilerse bazen gerçekten can sıkıyor...
hayatımda annemden dağınığını gördüm ama babamdan düzenlisini görmedim. bugün, bilgisayarın yerini değiştirdiğimiz için kablo çekmemiz gerekti. bir insan bu kadar mı düzenli olur 5 dk lık iş yarım saati aşmıştır.tüm kabloları düzelte düzelte dizdik resmen.
işler güçler temizlik ve yine temizlik :)
misafirler, gelenler gidenler, gelenler ve tekrar gidenler sonra herkes yolculuk sebebiyle çıktı kardeşimle evet dedik şimdi tam zamanı ne var ne yoksa hazırladık, tomara tavası bile yaptık, sofrayı eksiksiz kurduk ve başladık. inanılmaz bi şekilde ikimizde bütün tabakları gülüp konuşurken bitirdik... hala nasıl yiyebildim inanamıyorum.
sonra etrafı topladık mutfağı toparlamayı seviyorum ordan oraya, ordan oraya bazı şeyleri sürekli taşıyorsun ve her seferinde mutfağın görünümü tekrar tekrar değişiyor bu bi şekilde mutlu ediyor sanırım...
illüzyonlu kamera görüntüleri gibi.
sonra ikimizde bizimkiler gelene kadar kestirelim dedik çok iyi geldi. hatta dayımlar gelmiş ve bizi uyandırmamışlar neyse sonra kardeşimi uğurladık bazı aksiliklerden sonra ama olsun. bi insan yegenini bu şekilde nasıl sevebilir dayım bizim gözümüzün içine bakar ama ... neyse kişilik meselesi. ben Ender'i seviyorum ama sadece saf bi sevgi yeterli mi? bence hayır. neler yapmak istemiyorum ki. her görüp ona benzettiğim maskotu ona göndermek, hoşuna giden şeyleri bilip ona göre davranmak, onunla şehir şehir gezmek, onu paraya boğmak, bazen sadece biraz kilo almasını sağlamak yada bilmiyorum böyle rahatsa sakıncası yok. lann bu da çok uzar kesek artık...
sonra eve geldik yine misafirler güya bu akşam ödevimi yapacaktım ama rahat bırakan yok. sanırım artık yavaş yavaş kendime geliyorum artık eskisi kadar beynimi kurcalamasına üzülmemeye başladım sanırım bu artık mutlu etmeye başladı nasıl bi evrimdir bu. Darvin keşke birazda buna el atsaydı. bi insan bu kadar değişebilir mi hiç tanımadığım bi insan oldum. önce benzetmeler, isim görmeler, bununla birlikte doğan merak, bazı sorular, sonra yine merak, bi kaç muhabbet sonunda yaşadıklarını söyleme isteği söyleyince de boka sarma durumu. aslında bunu pek kafama takmadım, aslında hiç takmadım bilmesi hiç rahatsızlık vermedi diyebilirim. hatta kısmen rahatlattı da ama ben çözülebileceğini düşünmüştüm hani bişeyler söylerse belki hevesim kaçabilirdi. ama olmadı. hatta ters cevaplar ters tepki yarattı ve çekici geldi. ortada bi sorun olduğu kesindi ama sorunun kaynağını bulamıyor olmak. tamam seviyorsun, tamam o da çok inandırıcı olmasa da boş değil, her şey hoş. peki neden hala aklına geliyor ve olup olmadık yerde dürtüyor. nefesin kesiliyor. ders çalışamıyorsun, görmek istiyorsun ve zamanla başka bişey düşünemez oluyorsun neden neden? hatta onunla olmanın imkansız olduğunu bildiğin halde. artık bu soruyla pek ilgilenmemeliyim. ama onun yerine şu olabilir neden bunlardan zevk almıyorsun? okul bitti. dilediğin kadar düşünüp mutlu olabilirsin. her ne kadar bi dersten büte ve atölye dersinden ilk kez cc yi görüyor olsan da. geçmiş bitmiş ama belki bundan sonra bu mutlulukla, mükemmele taşıyabilirsin kim bilir?
onsuz onu yaşamak kesinlikle bana göre değil buna bi çözüm getirmek şart belki de konuşmalıyım bilmiyorum. bakalım duygular nasıl seyredecek...
daha fazla burayı günlüğüme çevirip yeri gelince pisliklerimi anlatıcam bi yer yapmak istemiyorum. hem zaten ben bi kaç cümlede olsa bişeyler yazdığım gerçek günlüğümü bulunca bırakamayacak kadar özledim. buraya yazarken rahatladım başta ve sonra yazarken alakasız bile gözüken bişey yazdığımda aslında onunla ilişkilendirdiğim için yazdığımı fark ettim. sonra fark ettim ki her şey de artık o var.ama artık buraya da daha fazla vakit ayırmak istemiyorum. belki bazen Ender, bazen de düşüncelerimden bahsetmek için girebilirim o kadar.
bu akşam Redd'in nefes bile almadan şarkısı pat diye aklıma düştü.sonra şarkıyı hatırladım ve inanmakta zorlandım gerçekten şarkıyı yıllar önce ilk duyduğumda verdiğim tepkiyi çok net hatırlıyorum çünkü. bu aptal deyip kahkayı basmıştım. abartmıyorum çok zavallıca gelmişti.
sonra dinledim
dinledim
dinledim.
çok ağır ama tüm sözleri gerçek çünkü gerçekten bu aralar soluksuz seviyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder