Yine her zaman ki gibi, sabah 6 gibi yat 10 gibi kalk. Bu
sabah da aynı oldu. Gelen işleri yapmaya çalıştım. bi tanesi tamam fakat ikinci
bitmedi. bize misafirler çok gelir demiştim düşünün o saatte bile misafir
geldi. Bi süre sonra annem kalkın gidiyoruz dedi dayımlar geldi. Kefken'den gelen
misafirlerle köye çıktık. Bilgisayarımı da almak zorundaydım bugüne yetişmesi
gerekir aslında ama net olmadığı için yapamıyorum. Şifrenin değiştirilmesinin
zamanımı o kadar ters zamanda siparişler geliyor ki hayret ediyorum.
Arabadayız 4-5 yaşlarındaki Gamze istediğini alamadığından
uyduruktan ağlıyor. Onu ağlarken görünce bende ağlamak istedim. Daha önce de bu
olmuştu bana, bi çocuk sokakta bangır bangır ağlarken bende onunla ağlamamak için kendimi zor
tutmuştum. Bu kadar duygusal mıydım ben? Ama bende istiyorum neyse ki sen istediğini
ya da olmadı alternatifini alıyorsun ya ben? Onun alternatifi bile yok
istediğimi ise alamıyorum bunu bildiğimden uyduruktan da ağlayamıyorum. Benim
bam telime çok kötü dokunmuşlar.
Köye çıktık hem de en
tepedeyiz, dağlar ve gökyüzü o kadar saf ve eşsiz ki yinede üzerimdeki kırgınlığı
alamıyor. Hava açık, soğuk denemez gerçekten hava güzel ama manzara beni hiç
etkilemiyo. Her şeyi geçtim yüzüme vuran rüzgar bile beni kendime getiremiyor. Misafirlerle mezar ziyaretine gittik
etraf çok güzel, her yerde kardelen açmış hatta benim çocukluğumun turuncu
çiçekleri bile. Ama gerçekten daha kötü yapıyor. Dedemin mezarı. Çok özledim.
Ve çocukluk aşkım Ensar’ın mezarı. Keşke
yaşıyor olsaydın her şey ne kadar farklı olurdu. Sen beni, ben seni cepte
tutardık. Seni çok özledim. Seninle birlikte açan çiçeklerin kokusunu da.
Umarım yakında cennetine gelebilirim.
Dedemle mezar ziyaretinde çekildiğimiz resim. Paşaların paşasıdır, adamların hasıdır, onun torunu olmaktan gurur duyuyorum, keşke onun da benimle gurur duyacağı işler yapabilsem...
Dedemle mezar ziyaretinde çekildiğimiz resim. Paşaların paşasıdır, adamların hasıdır, onun torunu olmaktan gurur duyuyorum, keşke onun da benimle gurur duyacağı işler yapabilsem...
Herkes birbirine, kimin ne olduğunu, kimin âşık, kimin
derviş olduğundan bahsederek yerlerini tespit etti. Bense uzaktaki tahtadan
oturakta ağladım hepsi bu. Nasıl bu kadar sevebiliyorum. Nasıl bu kadar
isteyebiliyorum. Aynı şeyleri farklı kelimelerle tekrar tekrar yazıyorum. Bunu
biliyorum. Ama sadece yazmak istiyorum.
Amcamlardayız çocukluğumun hatta ergenliğimin geçtiği evde.
En güzel günlerimin geçtiği yerler harabeye çevrilmiş. Her yer berbat edilmiş.
Onlara da söyledim ama takmazlar. Başkasının geçmişine saygı duymayan insanlara
hatıralarımızı nasıl kaptırabildik ve mahvetmelerine izin verdik. Kıymet
bilmeyen insanların eline kıymetli eşyaların geçmesini sağlayan dengeden
hoşlanmadım bugün. Sahip çıkamıyorsun,
kimin elinde. Ya da neyi değiştirebiliyoruz.
Bi anı bi anını tutmayan bir insandım ben. çok yansıtmasam da düşüncelerim çok çabuk değişir ve bugün şiddetle savunduğum bişeyin yarın tersini sağlam bi mantığa dayandırabildiğim sürece savunurum. çünkü tutarlı insanlar anlamsız bir kainata, akılcı bir yaşama, huysuz ve alaycı bir doğaya ve istinasız hepsi muzip ve şakacı olan Tanrılara boş yere kafa tutarlar resmen. Bu yüzden rezil olmak önemli değildir önemli olan hep durumdur benim için. Bu kadar değişebilirken, her şey bu kadar kolayken. Artık aşamadığımı düşünüyorum, üzerine çıkamıyorum ve değiştiremiyorum. Ne berbat bi durum.
Bi anı bi anını tutmayan bir insandım ben. çok yansıtmasam da düşüncelerim çok çabuk değişir ve bugün şiddetle savunduğum bişeyin yarın tersini sağlam bi mantığa dayandırabildiğim sürece savunurum. çünkü tutarlı insanlar anlamsız bir kainata, akılcı bir yaşama, huysuz ve alaycı bir doğaya ve istinasız hepsi muzip ve şakacı olan Tanrılara boş yere kafa tutarlar resmen. Bu yüzden rezil olmak önemli değildir önemli olan hep durumdur benim için. Bu kadar değişebilirken, her şey bu kadar kolayken. Artık aşamadığımı düşünüyorum, üzerine çıkamıyorum ve değiştiremiyorum. Ne berbat bi durum.
Amcam: bağlanıyor diyor ama bağlanmıyor bu.
Babaannem: kim bağarmış ben bağarmadım.
Gülüşmeler vs. babaannem müthiş bi insandır. Gençlere taş
çıkarır. Yerinde duramaz hiçbir zaman. Hep doludur. Hep anlatacak bişeyleri
vardır. Hiç tanımadığı bi insana hayatındaki her şeyi belki en saklı tutulması
gereken şeyleri bile anlatabilir. Ama onu çok seviyorum. ben ve Saadet'ten
başka seveni de yok sanırım. Çok geveze olduğundan herkesi usandırmıştır çünkü.
Amcam yeni yaptığı çatı katını yine bissürü hırdavatla ve
içleri sökülmüş onlarca televizyonla doldurmuş. bu adama bayılıyorum yaa. Tembel
olmasa aslında bi dahidir kendisi.
Levent, sizin evi bile görmek artık tat vermiyor. Yürüyoruz
halamlara rastlıyoruz sonra onlara geçiyoruz. Bi ponçik börek yiyorum bi ponçik
köy ekmeği ve ona bandırılmış menemen hepsi bu. Akşam yemeği tamamdır. Kamil can’a
sarılırım diye düşündüm de bu aralar yerini yadırgadığından annesinden
başkasına gitmiyormuş hevesim kursağımda kaldı valla. Bu aralar bulduğum bütün
bebeklere çocuklara sarılıyorum da. Hatta kardeşime, kimi bulursam aslında.
Sonra Servet’e eyleme gidemeyeceğimi haber verdim.
Ve nihayet evdeyiz. Ev gibisi yok kendi evin bulabildiğin en
temiz evdir. Annem çıktı biz girdik. Hemen odun aldım. Baba yaa aslan gibi
adamsın. Adam 3 kamyonet odun yaptı en alt katın nerdeyse yarısı dolu o kadar
geniş alanın bide. Kaç yıl yeter kim bilir. Aslında satsakta iyi para
kaldırırız kanımca ama babam emeğinin keyfini başkasına yaşatmaz. Babam bu
mevzularda çok iyidir ve herkes ona gıpta ile bakar. Ama birde çenesi vardır
ki…
Neyse sobayı yaktım. Yakarken nefesimin yaktığı odunlara baktıkça, acaba nefesim başka şeyleri de yakar mı gibi bi soru belirdi. Bizim kız yatmış
lan. Bilgisayarımı kurdum sırtıma minderimi aldım sobaya en yakın tekli
koltukta oturuyorum. Keyfine fazlasıyla düşkün
bi insanımdır aslında keyif ve kederden başka ne var ki bu alemde Ama artık
keyif falan da istemezdim o burda olsaydı. Kendimden fazlasıyla taviz
verebileceğimi düşünüyorum artık.
Şalpazarına gitmek istiyorum, ordan Horosan'a, ordan da Orta Asya'ya.
Biri şu zamanı geri alamaz mı?
Ben gerçek günlüğümü özledim.
Şizofrene bağlamış başrol dizi karakterleri gibi oldum kafa mı kurcalayan şeylere kendimce
çözümler bulup geçici mutlu oluyorum. Hangi mutluluk kalıcı ki? Ama birilerinin
sonsuz huzurla bu dünya da yaşayıp yaşamadığı da muamma. Belki bi yerlerde
vardır. Olmalı dimi?
Sanırım gerçekten ben bir şekilde uyuştum çünkü hayatı
yaşayamıyorum. Sebebi sadece, sanki beni ayakta tutabilecek olan birinin
duygularıma karşılık vermiyor olması değil. Tabi bu durumda beni rahatsız
ediyor fakat işin bu kısmını bir şekilde zamanla atlatabilirim. Sorun onun bana
karşı bişey hissetmemesi değil özünde. Asıl sorun gerçeklik. Ben onun beni sevip sevmemesinden öte, olur da
bir gün tekrar ilgi duyarsa yaşanması muhtemel şeylerin hesabını
tutuyorum. Bir erkeği evliliğe
zorlayacak kadar baskıcı bi tavır sergilemek istemem asla. Hatta iplerini biraz
salmak isterim, gerçekten onun için de doğru insansam gelmesi için. Tabi bunun
için elimden geleni önce yapmalıyım. Ki Ender'i benim için en olması gereken insan olarak gördüm ama doğru insan olarak
göremiyorum. Sebepleri de çok açık başkalarının kriterleri benimse onlara
çivili olmam. O kadar umutlu bi şekilde özde bazı aşamaları olmuş varsayıp iş
bir süre sonra ciddiyete binerse olacak olan sorunlardan korkuyorum sanırım
hepsi bu.
Keşke gördüklerimi gösterebilseydim. O zaman değişir miydi
dünya?
Akşam 9 gibi şehre indik. Evde yine misafir üstelik babam ağırlıyo. sonra 20 kişilik sofra hazırladık çünkü bizden sonra yine gelenler oldu. herkes evden kalktığında saat 00:19 du. Hadi bize kolay gelsin ev her zaman ki gibi şavaş alanına dönmüş. yine önce kabası sonra yarın temizliği.
Anne yeter artık daha fazla süt içmek istemiyorum...
Akşam 9 gibi şehre indik. Evde yine misafir üstelik babam ağırlıyo. sonra 20 kişilik sofra hazırladık çünkü bizden sonra yine gelenler oldu. herkes evden kalktığında saat 00:19 du. Hadi bize kolay gelsin ev her zaman ki gibi şavaş alanına dönmüş. yine önce kabası sonra yarın temizliği.
Anne yeter artık daha fazla süt içmek istemiyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder