Günlük işler. Arkadaşlarla buluşma. Buz pateni. Tantuni. D&R, Sorun Bende Değil, Sende. Siyah bluz. Cinsellik temelli fizyolojik ihtiyaç muhabbeti. Mini şort. Yaso, M, Ender, Fatma dörtlüsünün bir araya geldiği sahnenin hatırlanarak konuşulması. Yaso'da ayrıntıları unutmamış. Krem, Maskara, Dudak Nemlediricisi. Eve dönüş. Odaya kapanış...
Dün gece elimdeki kitabın bir satırı beni öyle yerlere sürükledi ki aklımda uyananlar, Ender'in başkalarını sevdiği, beni kandırdığı ama daha baskını başkalarına belkide aşkla baktığı... Gayet iyi biliyorum ki bir erkek için kıskanılmak huzur bozucudur ve gurur okşayıcı. Yaşadığım bu durumu bilmediği için rahatça kıskanabilirim. Ama tüm gün üzerinde taşımak ne yaa. Bunları yaparken, hemde tüm gün. O kadar kötü bi şekilde zihnimdeki bu düşünce içime oturdu ki ne atabildim ne de anlatarak satabildim...
Odaya girince ne yaptım. Sadece ağladım... Üstümden bir türlü atamadığım ağrıya ağladım. Eğlenmem gerekirken tüm günümü mahveden saçma duruma. Sonra "acaba başına bişey mi geldi de ben bugün bu kadar derin hissediyorum" düşüncesi. Sonra merak, merak, merak... Ben hala nasıl yaşayabiliyorum? Geçecek değil mi? Biliyorum geçmeli çünkü tüm yazılar ve herkes aynı şeyi söylüyor. Eskiden ben de herkese söylerdim. Geçeeeerrrrrrrr merak etme. Hatta bu akşam Yaso'ya da tamamen aynı olmasa bile. Ama durup durup kendini tekrarlıyo.
Giderek Yaso'yla daha da yakınlaşıyoruz zaten hep yakındık ama bu akşam hatırladığımız bir sahne herkese koydu ve bu akşam yaşananlar. Durumu tüm ayrıntısıyla görebilen tek insan olmak sanırım daha fazla acıtıyor. Demek o gün herkes geçmişinin tokadını yemek için toplanmış. Ender, Yaso, M ve ben. Bu kadar mı zıt kutuplar ve geçmişler birbirini çeker. Durumu anlatamıyorum da üstelik...
Bakıyorum da nasıl bi kilit noktada kalmışım S. A.'yi, A. Ateist'i, Ateist ise kendini düşünür. A.'nin arkadaşı A. çıkar. Diğer arkadaşı S. A'yi düşünür. A.'de S'yi. Yaa bu durumu bilen tek insan ben miyim neden bu kadar imkansız olmak zorundaki herkes istediğine sarılsın, onunla uyusun işte. Ama hepsi imkansız.
Hayat inanılmaz acımasız M. neden Emre'ye ya da sana aşık olamıyorum da olamıcak olan birine aşık oluyorum. M. seninle bir güzel oturup içmek sonrada küfürname yazmak istiyorum.
Anladığım kadarıyla mide bulantım tamamen psikolojik, ilk günlere geri döndüm resmen. Yemek yiyemiyorum lan. Her şey düzeliyor gibiydi. Yavaş yavaş ve zamanla. Ama kurtçuk virüsü gibi kayarak bütün programlarımı değiştirdi resmen küçük bi bilinmezlik...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder