Film ve dizi yorumlarımda spoiler bulunmaktadır. Tüm okurlarımın bilgisine.
Perşembe
nefes
Telefondaki çok eski mesajlarımı silerken, (o aralar Ender mevzusu henüz yok) bi arkadaşıma "kendini tutman için bahanen ne?" diye sormuşum. Sonra içinden geldiği gibi davran demişim. Sonra pişmanlık sözleri işitmek istemiyorum gibi yüklüce şeyler yazmışım...
Gerçekten çok özledim artık ve sesini duymak için, ne yaptığını, nasıl olduğunu sormalıydım. Telefonu elime aldım, rehbere girdim, E harfi, hadiii inanılmaz heyecanladım lan. Önce heyecanımın geçmesi için bir süre bekledim. Sonra pat diye parmağım arama tuşuna başmış bulundu. Açmaz zannettim ama 2. çağrıdan sonra açtı...
Şimdi ise derin derin soluklanıyorum ve durup durup iç çekerek saçma sapan sesler çıkarıyorum....
Sebepsiz yere gülüyorum. Ender'in o naif sesini duydum. Hiç bişey konuşmamış olsakta en azından tekrar arayabilcem. Ama "istediğin zaman arayabilirsin." derken farklı bi anlamda söylüyo gibi geldi. Neyse en azından izin çıktı, sebeplerini sonra öğrenirim. Ayrıca hangi erkek arama derki. Ona, onu merak ettiğimi söyledim. Ama sonuç itibarıyla işinin başına dönmesi gerektiğinden başka bişey bilmiyorum. Hangi iş? Nerde ki iş? Bu çocuk hep böyle galiba. Ayrıca neredeyse suratıma kapattı, iyi akşamlar demek için beni beklemeden. Kapatır kapatmaz tekrar arayıp tekrar "iyi akşamlar Ender" demek istedim ama uzatmasam iyi olur sanırım diye düşündüm. Neyse önemi var mı? Hayır. Çaktırmıyorum ama pis pis sırıtıyorum insanların içinde... Dışardan kim bilir ne kadar gerizekalıca ve komik duruyordur. Üstelik sesinde bu kadar soğukluk hissetmişken...
Ve artık şundan eminim ki Tanrı'da bende Ender'i çok seviyoruz...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder